Düşük ve orta gelirli ülkelerde, yoksulluk genellikle çevresel bozulmanın arkasındaki itici faktördür, çünkü kırsal bölgelerdeki insanlar getirilerin genellikle sınırda olduğu bir geçim kaynağını sürdürmeye çalışmaktadır. Ancak iklim değişikliğinin yükü en çok gelişmekte olan ülkelere yansıyacak ve bunun sonucunda iklim değişikliğinden en çok etkilenenler, bununla başa çıkmak için en az kaynağa sahip olanlar olacaktır. Bir iklim acil durumu olmasa bile, doğal afetler geçim kaynaklarına bağlı varlıkları ve ekonomik faaliyet için gerekli altyapıyı tahrip ederek insanları yoksulluğa iten bir itici güç olabilir.
Sosyal koruma, yoksulluğu azaltmayı ve önlemeyi ve en savunmasız durumda olanları korumayı amaçlayan bir müdahaledir. Uygulaması iklim değişikliği zorunluluğundan önceye dayansa da, son dönemdeki örnekleri iklim değişikliği ve çevresel felaketleri hafifletmek ve bunlara karşı korunmak için başarıyla uygulanmıştır. Ekosistem Hizmetleri Ödemeleri (EHÖ), Kamu İstihdam Programları (KİP) ve Nakit Transferleri (NT) bu örneklerden bazılarıdır.